Danilo Rea’nın caz doğaçlamalarının, Ramin Bahrami’nin eşsiz Bach yorumculuğuyla buluştuğu “BACH IS IN THE AIR”, Ankara Piyano Festivali kapsamında ilk defa 6 Nisan’da CSO Konser Salonu'nda.
Altus Kültür-Sanat tarafından düzenlenen Ankara Piyano Festivali, Danilo Rea ve Ramin Bahrami’nin eşsiz performansıyla sezonu kapatıyor.
Program:
JOHANN SEBASTIAN BACH (1685-1750)
Aria from Goldberg Variations, BWV 988
Jesus bleibet meine Freude, BWV 147
Prelude in B Minor, BWV 855a
Prelude in C Major, BWV 846, from The Well-Tempered Clavier, Book 1
Air on the G String, from Suite No.3 in D, BWV 1068
Minuet in G Major, BWV 114, from The Anna Magdalena Notebook
Prelude in C Minor, BWV 847, from The Well-Tempered Clavier, Book 1
Sarabande, from English Suite No.3 in G Major, BWV 808
Sinfonia No.11 in G Minor, BWV 797
Siciliano, from Sonata in E Flat Major for Flute, BWV 1031
Sarabande, from Partita No.1 in B Minor, BWV 1002
“Bach is in the Air” albümü küçük bir mucizeden gelir, ki bu mucize, ardında bıraktığı klasik çalışmalar geçmişiyle, mucizenin gerçekleşmesinden dahi önce onu gerçekleştirebilecek olmanın ihtişamını kavrayan büyük piyanist ve doğaçlama sanatçısı Danilo Rea’dır.
Fakat en inanılmaz şey, müzik tarihinde ilk defa, Danilo’nun doğaçlama yaparak Bach-Bahrami’nin asıl biçimleriyle devrimsel ve ayrışmaz bir örüntü yaratması, caz diliyle kendi evrensel mesajını oluşturmasıdır. “Unicum” olan benzersiz proje şu cezbedici sözlerle nitelenmiştir: Rea’nın yaratıcılık ve düş gücüyle birlikte Bahrami’nin ihtisası hiçbir şekilde bir son değil. Mesaja kesinlikle ihanet etmeyecek – ki Bach kendi başına bu mesajı müdafaa edebilir – ancak çağdaş ruhu yakalayacak ve ikilinin, üç yüz yıl sonra bağıntısını tamamen koruyan bu büyük üstada sadece daha ileri bir yayınım kazandırması niyetindeki farklı seslere aşina kulaklarla arada köprü kurabilecek bir yeniden düşleme.
BACH IS IN THE AIR
Evet, Bach hâlihazırda tamamen orada, klavye için bugüne dek yazılmış en güzel çeşitlilik döngüsünü açan ve kapayan bu havada, bestekâr olarak doğmuş her şey arasında değerli taşların da en değerlisi.
Oldukça pratik ve gündelik bir zaruretten doğan yüce ve uhrevi bir döngü: dinlenme, yeniden uyku ve huzuru bulma isteği.
Süreğen ve durmak bilmeyen eserlerine, aynı zamanda başta elbette sanat, aile, aşk, haz, kaliteli yiyecek ve içecek ve – tabii ki – uykunun tüm görünümleriyle yaşam aşkına bakıldığında; büyük Bach’ın iyice anlayabildiği bir sorun.