RIAS Kammerchor Berlin,Ufuk & Bahar Dördüncü

47. İstanbul Müzik Festivali, 11-30 Haziran tarihleri arasında müziğe ve şehre farklı bakışlar sunuyor.

BERLİN RIAS ODA KOROSU
FLORIAN HELGATH şef
UFUK & BAHAR DÖRDÜNCÜ piyano ikilisi

Dmitri Shostakovich
İki Piyano için Süit Fa diyez minör, op. 6

Zeynep Gedizlioğlu *
İki Piyano için Yeni Eser

Johannes Brahms
Aşk Şarkıları Valsleri, op. 52

Arayla 85’ sürer.

* Ernst von Siemens Müzik Vakfı fonuyla İstanbul Müzik Festivali siparişi, Dünya prömiyeri

KONSERE DOĞRU **
19.00-19.30 Balo Salonu
Özkan Manav’ın Zeynep Gedizlioğlu ile sohbeti

** Türkçe

Festival bu yıl Var Olmanın Karanlığı, Var Olmanın Aydınlığı teması üzerinden hayata dair zıtlıklara ve bunların müzik ve müziğin yaratım sürecindeki etkisine odaklanıyor. Şostakoviç’in eseri, aklın ve yüreğin farklı işleyişlerine tanıklık edercesine ilk bölümde ölüm karşısında yas tutarken ikinci bölümde ölümle böylesi acımasız bir yüzleşmeden kaçarak hayata tutunuyor. Zeynep Gedizlioğlu’nun eseri ise benzerlikler ve özdeşlikler, farklılıklar ve zıtlıklar üzerinden iki piyano arasındaki gerilimli ilişkiyi anlatıyor. 2012 Ernst von Siemens Besteci Ödülü ve 2018 Heidelberg Sanatçı Ödülü sahibi, Salzburg ve Bonn Beethoven dahil, pek çok festivalden eser siparişi alan Zeynep Gedizlioğlu, en yeni bestesiyle İstanbul Müzik Festivali’ne konuk oluyor. Ernst von Siemens Müzik Vakfı’nın tanımıyla Zeynep Gedizlioğlu’nun müziği, “çok unsurluluğun ve bireysel farklılıkların değerine yapılan son çağrı niteliğinde”.

Konserin solistleri ise sadece ülkemiz müzikseverleri tarafından değil, dünya sahnelerinde ve özellikle çağdaş müzik alanında beğeniyle takip edilen bir piyano ikilisi: Ufuk ve Bahar Dördüncü. Dördüncü kardeşler yorumları, araştırmaları ve yeni proje üretimleriyle 20. ve 21. yüzyıl iki piyano repertuvarının zenginleşmesine yıllardır katkıda bulunuyorlar. İkilinin daha önce de birlikte çalıştıkları RIAS Oda Korosu ise Rönesans ve Barok dönemin aslına sadık yorumlarından 19. yüzyılın müzik dünyasına yeni bir anlayış getiren Romantik dönem icralarına ve en zorlu dünya prömiyerlerine kadar standartları belirleyen bir konumda yer alıyor. Şostakoviç ve Gedizlioğlu’ndan Brahms’ın aşk şarkılarına uzanan böylesi renkli ve çok katmanlı bir program daha emin ellerde olamazdı!