Salon İKSV
İstanbul /
Beyoğlu
/ ŞİŞHANE
Sadi Konuralp Caddesi No: 5
23. İstanbul Tiyatro Festivali, izleyicilerini bu yıl hayata ters yüz bakmaya davet ediyor!
NOT: "Gösteri birbirinden bağımsız tek kişilik girişlerden oluşmaktadır. Toplamda 30 dakika sürecek gösteri için belirtilen zaman aralıkları içerisinden 10 dakikada bir içeriye 1 (bir) seyirci alınır. Gösteri tek kişiliktir ve ayakta izlenir. Gösteriye kesinlikle geç giriş yapılmaz; seyircilerimiz mekâna gösterinin başlangıç saatinden en geç yarım saat önce gelmelidir. Geç gelen seyircilerimizin içeriye girmesi mümkün olmayacak ve bilet iadesi yapılmayacaktır. Seyircilerimizin gösteriye gelirken yanlarında büyük çanta getirmemelerini rica eder ve mont ya da paltolarını vestiyere bırakmaları gerekeceğini önemle hatırlatırız."
BEGÜM ERCİYAS, PLATFORM 0090
Kavramsal Çerçeve: Begüm Erciyas
Yapım Gerçekleştirme: Begüm Erciyas & Matthias Meppelink
Dramaturji: Marnix Rummens
Canlı Operasyon: Eric Desjeux, Marc Melià, Begüm Erciyas
Metin: Matthias Meppelink, Begüm Erciyas, Jacob Wren
Sahne Uygulama: Tim Vanhentenryk
Sanatsal İşbirliği: Jean Baptiste Veyret-Logerias
Yapım: Begüm Erciyas, Platform 0090
Yapım Yönetimi ve PR: Barbara Greiner
Ortak Yapımcılar: wpZimmer, STUK Leuven, Tanzfabrik Berlin/ Tanznacht
Araştırma Desteği / Sanatçı Ağırlama Programı: Kunstencentrum BUDA Kortrijk, Q-O2, FrankfurtLAB, Tanzrecherche NRW, Goethe Institut – Villa Kamogawa
Destekleyen: Hauptstadkulturfonds Berlin
"İstanbul Tiyatro Festivali, Belçika merkezli Platform 0090 ve Flaman Kültür Bakanlığı arasındaki işbirliği bu yıl da sürüyor. Flaman Kültür Bakanlığı, bu festivalde Ultima Vez ve Voetvolk dans toplulukları ile Begüm Erciyas’ın işlerini destekliyor.
Kendi sesinizle baş başa kalacağınız Seslenen Parçalar, katılımcılarını iç sesleri ile tanışmaya davet ediyor. Sesinizi ne kadar önemsersiniz? Nerede ne zaman ve ne kadar dinlersiniz? Diyaloğa girdiğiniz o ses gerçekten kendi sesiniz midir? Kendi sesinizin “izleyicisi” olmak ister misiniz? Katılımcılar, kendi seslerinin başrolde olacağı bu performansta izole edilmiş bir ses kulübesinin mahremiyetinde bir ses kaydı ile yönlendirilerek kendi seslerinin “izleyicisi” olacaklar. Kişinin kendi sesi her zaman gizli ve esrarengiz değil mi? Biri kendi sesiyle konuşurken aslında kim konuşuyor? Seslenen Parçalar’da ses ve konuşma üzerinden kendimizi bir “çeşitlilik”, bir “çokluk” olarak deneyimlerken, kendi içimizdeki “biz” ile karşılaşıyoruz; konuşmacı, onun sesi ve metnin sesi arasındaki sınır zarif bir biçimde buharlaşıyor. Bu büyülü gösteri sizi çok uzun bir yolculuğa davet ediyor. Yolculuğun sonunda sizi eve, kendi sesinize geri getirecek."