İstanbul'da Lezzet Turu

“Susamlı Simit’in Çıtır Kokulu Büyüsü’nden, Türk Mutfağının Sırları’na”

Türk Mutfağı mis kokulu bir deryadır. Çeşit çeşit sebze ve etin, buram buram misk kokan baharatın aşkından doğan taze ve çıtır bir meyvedir… Tane tane hazırlanan sebzelerin soğan halkalarıyla ve bir tutam maydanoz veya fesleğenle buluştuğunda hissedilen koku, pişen aşkın ilk anlarıdır... Tencerenin içinde halvet olan tüm sebze, baharat ve diğerleri uzun uzun karıştırılıp, tencerede yavaş yavaş piştikten sonra yemek en üstün nefasete erer. Aşçının Nirvana’ya ulaştığı andır o…

Türk Mutfağı işte böyle derin bir aşkla yoğrulur ve sofralara hazır hale gelir. Yüzyıllardır Rum, Yahudi, Arnavut, Süryani, Bulgar, Ermeni, Kafkas ve Arap mutfağından aldığı destekle Türk Mutfağı dünyanın en bilinen mutfaklarından olmuştur. Sizi lezzet ve nefaset dolu bir güne davet ediyoruz…

- Biletinizi satın aldıktan sonra güncel e-mail adresinizden Biletix işlem referans numaranızı, satın almış olduğunuz etkinliğin adını ve tarihini [email protected] adresine mail atmanız gerekmektedir.

Buluşma yeri ve saati: Tophane Tramvay Durağı Önü Saat: 09.30

Güzergâh: Günümüze Topkapı Sarayı Mutfak defterlerinde 15. yüzyılda dahi tarifi kaleme dökülen İstanbul’un gözde kahvaltı lezzetlerinden Susamlı Simit’le başlıyoruz. Tarihi Boğazkesen Taş Simit Fırın’ında Susamlı halkanın dillere destan hikâyesini ve yapılış tekniğini izliyor, dinliyor ve tadıyoruz. Simitlerimizi yanımızda alıp Beyoğlu’nun kahvaltı adresi Lades Menemen’de, Osmanlı döneminde olduğu gibi simit ve kaymağın beraber tadına bakıyor, diğer kahvaltılıklarımızla birlikte, sabah çaylarımızı yudumluyoruz. Sonraki durağımız yüz yıllık geleneği ile dillere destan, filmlere konu olmuş Asri Turşucu. Buradan ayrılıyor ve mistik hikayeler eşliğinde dolaşıyor ve Beyoğlu’nun yüz yıllık gastronomi merkezi ve Osmanlı mutfağının en önemli temsilcilerinden tarihi Hacı Abdullah Restoran’a gidiyoruz. Burada geleneksel yemeklerin hazırlanışındaki püf noktalarını aşçıbaşından dinliyor ardından tandır kebabını tadıyoruz.  Beyoğlu Balık Pazarı’na geçerek iyi alışverişin sırlarını eski İstanbulluların iyi bildiği adreslerde tanımaya devam ediyoruz. İstanbul’un en iyi lakerdacısını, en iyi şarküterisini, en özellikli şekerlemecisini, en lezzetli taş ekmeğini pişiren fırınını tanıyor ve bilgi alıyoruz. İstiklal Caddesi üzerinden yürüyor ve İstiklal Caddesi’nin unutulmaz simalarından Kahramanmaraşlı Ali Usta’nın içli köftesinin tadına bakıyoruz… Bu tadım ardından İstanbul meyhane kültüründen mezelerden oluşan bir buketin bakıyor ve hoş sohbetler eşliğinde turumuzu noktalıyoruz.