Sokratis Sinopoulos Quartet

SOKRATIS SINOPOULOS QUARTET

Metamodal

Sokratis Sinopoulos kemençe
Yann Keerim piyano
Dimitris Tsekouras bas
Dimitris Emmanouil davul

Caz, geleneksel melodiler ve doğaçlamalarla güçlenen türler arası bir konser. Müzik severlerin kemençe sanatçısı Derya Türkan’la yaptığı albüm çalışmaları ve ülkemizde verdiği çok sayıda konser sayesinde tanıyıp yakından takip ettiği kemençe sanatçısı Sokrates Sinopoulos ve grup arkadaşları, 7 Aralık Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu sahnesinde olacaklar.

Yunan sanatçı Sokratis Sinopoulos, müzik eğitimine klasik gitar, Bizans müziği ve halk şarkılarıyla başladı. 14 yaşından itibaren kemençeyle devam eden müzikal yolculuğunda ilk olarak hocası Ross Daly’nin grubu Labyrinth’e katıldı. 1999’da genç sanatçılara verilen Melina Mercouri Ödülü’nü kazandı. 2010’da Amerikalı caz müzisyeni Charles Lloyd ile çalışmaya başladı. Bu deneyim onu derinden etkileyerek müziğini yeni yönlere taşıması için ilham verdi ve Sokratis Sinopoulos Quartet’i kurdu. Ulusal ve uluslararası müzikal işbirlikleri, konser performansları ve beste çalışmalarının yanı sıra Domna Samiou Yunan Halk Müziği Derneği için araştırma ve prodüksiyon çalışmalarında yer aldı. Halen Selanik’teki Makedonya Üniversitesi Müzik Bilimi ve Sanatı Bölümü’nde dersler veriyor.

Topluluk, eleştirmenlerin büyük beğenisini kazanan “Eight Winds” albümünden dört yıl sonra 7 Aralık’ta İstanbul’da verecekleri konserin de ana temasını oluşturan “Metamodal” adlı bir albüm yayınladı. Bizans müziği tınıları, klasik ve caz melodilerini doğaçlamalarla buluşturan Sokratis Sinopoulos Quartet üyelerinin güçlü etkileşimi dinleyiciler üzerinde de derin izler bırakıyor.

Konser tanıtımımızı Amerikan JazzTimes dergisinde 2019 yılında “Metamodal” albümü çıktığında Jackson Sinnenberg imzasıyla yayımlanan makaleden kısa bir alıntıyla tamamlayalım: “Sinopoulos’un ellerinde kemençe, Çin’den İrlanda’ya kadar çeşitli enstrümanların tınılarıyla Doğu Avrupa, Batı Avrupa, Asya ve Amerikan müzik geleneklerini bir araya getiriyor. Taptaze ama aynı zamanda yüzyılların, hatta binyılların ağırlığını duyabiliyorsunuz. Bu akıntıya kapılmamak zor.”