CRR Senfoni Orkestrası

CRR SENFONİ ORKESTRASI

Naci Özgüç orkestra şefi

Bruno Philippe viyolonsel

D. Şostakoviç (1906-1975)

Viyolonsel Konçertosu No.1, Op. 107, Mi bemol Majör

I.Allegretto
II.Moderato
III.Cadenza
IV. Allegro con moto

Süre: 30 dk.

ARA

A. Dvořák  (1841-1904)

Senfoni No. 8, Op. 88, Sol Majör

I. Allegro con brio

II. Adagio

III. Allegretto grazioso – Molto Vivace

IV. Allegro ma non troppo

Süre: 35 dk.

CRR Senfoni Orkestrası, usta orkestra şefi Naci Özgüç yönetiminde, dünyaca ünlü Fransız çellist Bruno Philippe’e eşlik ediyor.

Türkiye'nin önde gelen orkestra şeflerinden Naci Özgüç,  Ankara Devlet Konservatuvarı'nda aldığı piyano ve kompozisyon eğitiminin ardından, Indiana Üniversitesi'nde orkestra ve opera şefliği eğitimlerini tamamladı. Lorin Maazel, Jiri Belohlavek, Daniel Lewis, Alexander Machek, Thomas Baldner ve Bryan Balkwill gibi önemli şeflerle çalışan Özgüç, Siena’daki Accademia Musicale Chigiana’dan üstün başarıyla mezun oldu. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde orkestra şefi olarak görev yapan Özgüç, aynı zamanda İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin birinci şefliği  ve genel müzik direktörlüğü görevlerini üstlenmiştir.  Özgüç, Fazıl Say'ın "Nazım Oratoryosu" ve Sabri Tuluğ Tırpan'ın "Mevlana/Simyacı" gibi eserlerin dünya prömiyerlerini yönetmiş, kariyeri boyunca ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülmüştür. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde  Orkestra ve Koro Şefliği bölümünde Profesör ünvanı alan Naci Özgüç, aynı zamanda Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın Birinci Şefliği görevini de sürdürmektedir.

Müzik eğitimine Paris Ulusal Yüksek Müzik Konservatuvarı’nda başlayan Fransız çellist Bruno Philippe, genç yaşına rağmen, sanat yaşamı boyunca birçok önemli ödüle değer görüldü.   Victoires de la Musique Classique tarafından “Yılın Yükselen Enstrümantal Solisti” ünvanına layık görülen Philippe, Verbier Festivali’nde kazandığı Nicolas Firmenich Ödülü’nün ardından Münih’teki prestijli ARD Uluslararası Yarışması’nda hem üçüncülük hem de seyirci ödülünü aldı. Çaykovski ve Feuermann yarışmalarında özel ödüller kazanan sanatçı, ADAMI tarafından “Klasik Müzikte Gelecek Vadeden Sanatçı” seçildi. Fondation Safran pour la Musique  Ödülü’nün sahibi olan Philippe, Brüksel’deki Kraliçe Elisabeth Yarışması’nda da başarı elde etti.

Avrupa’nın önde gelen orkestraları eşliğinde konserler veren Philippe, Christoph Eschenbach yönetimindeki Frankfurt Radyo Senfoni Orkestrası, Gabor Takács-Nagy ile Dijon-Bourgogne Orkestrası, Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası, Berlin Konzerthaus Orkestrası, Münih Oda Orkestrası, Bordeaux Ulusal Orkestrası, Paris Oda Orkestrası, Lozan Oda Orkestrası ve Monte-Carlo Filarmoni Orkestrası gibi seçkin topluluklarla önemli  performanslara imza attı.

Philippe’in ilk albümü, piyanist Tanguy de Williencourt ile Brahms’ın sonatlarına adanmış olup 2015 yılında Evidence Classics etiketiyle yayımlandı. Ardından, 2017’de Harmonia Mundi etiketiyle Beethoven ve Schubert’in eserlerini içeren bir kayıtla dinleyici karşısına çıktı. 2019’da Christoph Eschenbach yönetimindeki Frankfurt Radyo Senfoni Orkestrası eşliğinde Prokofiev’in Sinfonia Concertante adlı eserini kaydetti. Sanatçının J.S. Bach’ın tüm viyolonsel süitlerini içeren son albümü ise 2022 yılında yayınlandı. Bruno Philippe konserlerinde Beare's International Violin Society aracılığıyla kendisine  tahsis edilen 1760 yapımı bir Gennaro Gagliano viyolonsel ile çalmaktadır.
Konserin ilk yarısında, Dmitri Şostakoviç’in,  usta çellist Mstislav Rostropovich’in tınısı, yorumu ve etkileyici karakterinden esinlenerek bestelediği, sivri bir mizah anlayışı ile derin bir melankoli arasında gidip gelen atmosferi ile dikkat çeken Viyolonsel Konçertosu No. 1 seslendiriliyor.

İkinci yarıda Antonin Dvořák’ın, doğanın büyüsünden beslenen pastoral bir neşeyi ve yaşam sevincini müzikal bir şölene dönüştürdüğü Sekizinci Senfoni’si yer alıyor. Zengin ve etkileyici bir anlatıma sahip bu eser,  betimleyici karakteri ile dinleyenlere adeta büyüleyici bir öykü anlatır.

Şostakoviç’in dramatik tınılarından Dvořák’ın pastoral dinginliğine uzanan bu konseri kaçırmayın.