Okan Murat Öztürk ve Zeybek Topluluğu, 1 Şubat'ta CRR Konser Salonu'nda sizlerle...
Okan Murat Öztürk ile
Açıklamalı Ege ve Anadolu Zeybekleri Konseri
“Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır…”
Eşlik edenler:
Tanbura, Bağlama, Cura, Vokal : M. Evren Hacıoğlu
Klasik Kemençe : Emre Erdal
Klarnet : Ramazan Gümüş
Davul, bendir : Özcan Gök
Danslar : Selim Özyol
Okan Murat Öztürk
"Türkiye’nin geleneksel müzik alanındaki sanatçı akademisyenlerinden. Makam nazariyatı yanında, medeniyet değiştirme sürecinde memlekette ortaya çıkan siyasi ve kültürel dönüşümlerin mûsikî üzerindeki etkilerini ele alan makale, bildiri, kitap ve kitap bölümleri kaleme aldı. Bağlama ailesi, lavta ve tanburla geleneksel icra üslûpları kapsamında albümkayıtları, konserler, radyo-tv programları ve atölye çalışmaları gerçekleştirdi. 1988’de Bengi Bağlama Üçlüsü’nü kurdu. Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Belçika, İsviçre,Küba, Tacikistan, Bahreyn, İngiltere ve ABD’de konserler verdi. TRT’de yayınlanan Katre veAnonim adlı TV programlarında sunucu-icracı olarak yer aldı. Türkiye’nin Sesi Radyosu, TRT Türkü ve Memleketim FM’de Eski Havalar programını hazırlayıp sundu.
Yayımlanmış Çalışmaları (Kitap, CD): “Yeni Gelenek” (2013), Fountain (2008-felmaymusic); Aşk Adamı Söyletir (2007 - rec by satchi; solo); Kılavuz - Dost Kervanı 2 (2007 - ASC; karma); Pan’aArmağan 20. Yıl Kitabı (2006 - Pan Yayıncılık); Zeybek Kültürü ve Müziği (2006 - Pan Yayıncılık); Klasik Türk Müziği (kitap+belgesel dvd) (2006-Kültür Bakanlığı; Oğuz Elbaş’la birlikte); DostKervanı (2005 - ASC; karma); Bergüzar (2003 - DMC; solo); Sel Gider Kum Kalır (2001 - Kalan Müzik; Bengi Bağlama Üçlüsü olarak); Music From The Tea Lands (2000 - Putumayo WorldMusic; compilation); Hiç (1999 - Kalan Müzik; Erkan Oğur’la birlikte); Güneş Bahçesinden Ezgiler (1999 - Kalan Müzik; Bengi Bağlama Üçlüsü olarak); Eski Havalar (1998 - Mega Müzik; solo);Turkish Authentic Saz (1997 - Mega Müzik; solo); “Deli Emine” Tiyatro Müziği; “Türk Modası” Belgesel Müziği; “Ustalarla Türkiye Defteri” Belgesel Müziği; “Anadolu’nun Renkleri” Belgesel Müziği.
Zeybekler, Ege’nin “çetin ceviz” insanları… Bir yanları “efelik ve yiğitlik”le yoğrulmuş, bir yanları ise “eşkıyalık”la… Sosyal tarih olarak bakıldığında, “zeybek” isminin kullanıldığı süreç, aslında Osmanlı’da, “Avrupalılaşma” çabalarının yoğunlaşmaya başladığı yıllara denk düşüyor. Ancak kuva-yı milliye dönemidir ki, zeybeklerden bir kısmının “kahraman” niteliği kazanmalarını mümkün kılmıştır.
Kıyafet: Zeybek kültürü ve kimliğinin başta gelen ayırt edici unsurudur. Ayrıntılı bir zeybek kıyafeti, baştan ayağa, akıl almaz ayrıntılarla ve her bir ayrıntıda göz alıcı özelliklerle doludur. Bir dönem, İzmir’e gitmiş olmanın tipik “oryantalist” modalarından birini, fotoğraf stüdyolarında, zeybek “kostüm”leriyle fotoğraf çektirmek oluştururdu.
Gelenek: Kimi mitolojik veya inançsal özelliklerle karşılaşılır. “Halikarnas Balıkçısı” Cevat Şakir, onları, gelenekleri ve bağlı kaldıkları bazı sembol ve inanışlar üzerinden, Ege medeniyetininantik dönem halkları ve adetlerine bağlar, mesela… Zeybekler, zeytin ağacının olduğu dağlarda gezmeyi uğursuzluk sayıp, defne ağacının yapraklarından da başlıklarına takınırlarmış.
Dans: Aydın merkezli olmak üzere “ağır zeybekler”, zeybek müziği ve dansının en görkemli örneklerini oluşturur. Tipik olarak davul ve zurna takımları eşliğinde, zeybek oyunu oynayacakkişi, tek başına, meydanda yer alır ve büyük bir zarafetle, zaman zaman heykelleşecek tarzda, doğaçlama bir dans gerçekleştirir.
Müzik: Zeybek müziğinin başta gelen ayırt edici unsuru usül ve tempodur. Usül, dokuz sayı içinde şekillenen ritm öbekleri içerirse de, her dokuz rakamlı eseri zeybek zannetmek hata olur.
Günümüzde “zeybek” denilen kimi türkü ve ağıtlar, bu dokuz sayıda olma özelliğini taşımazlar.
Zeybek müzikleri, daha Osmanlı döneminde İstanbul’da tanınmaya başlanmış; bestecilerin ilgisini çekmiş ve özgün bir eser türü olarak, bu tarzda yeni eserler bestelenmesine esin kaynağı olmuştur."
Hikâyelerini aktarmaya çalıştığım zeybekler, tarih, kültür, gelenek, inanç, kıyafet, hayat tarzı,kimlik, müzik ve dans gibi açılardan, Ege ve Anadolu’nun “kültürel hafıza”sında çok önemli bir yer sahibi “idi”ler… Bu konser, bu “hafıza”dan yansıyanlara dair bir “hatırlama”dır.